13 Mart 2016 Pazar

                                 
                                                          Adalet İlke ve Türleri

Adalet yasallık ve ahlak. Düşündüğümüzde bu 3 terminoloji birbirine çok yakın gibi geliyor. Ama adalet bakanlığı yerine yasallık bakanlığı diyemiyoruz. Yada ahlak değerleri yerine adalet değerleri karşılamıyor.

Peki yasallık her zaman adil midir? Yada mahkemelerden çıkan sonuç hep ahlaki midir?
Yasallık anayasa ve kanunlarla ilgilidir. Yapılan eylemde yasalara göre neyin iyi neyin kötü neyin yapılıp neyin yapılamayacağı yazar.O konuda yasal düzenleme yoksa suçta yoktur. Çoğu zaman yasallık ve adalet genel olarak örtüşse de yasal olan adil olacak diye bir kural yok. 



Peki ödül ve ceza nasıl dağıtılacak?Sistem içinde 3 tür adalet var.Bölüşüm, süreçsel, etkileşim ve onarım. Bölüşüm adaletinde kişinin içinde bulunduğu duruma bakılıp ödül veya cezanın herkese eşit dağıtılması esas alınır. Eşit olursak her durumda adil olur muyuz?Yasallık açısında bakarsak genelde adildir ama ahlaki olarak öyle olmayabilir.Örneğin 60 yaşındaki biriyle henüz yirmi yaşındaki birine aynı cezayı vermek ne kadar adil. 60 yaşında olan kişi belki dışarı bile çıkamayacak. Ama diğeri gençliğini içerde geçirmiş olacak. Yada askeri ücretle geçinen birinden kesilen vergi ile durumu iyi olandan kesilen verginin aynı olması eşitlik ilkesine uygun ama adil ve ahlaki değil.

Kan bağışlarında eğer eşitlik ilkesine göre dağıtım yapmak istersek başvuru sırasına öncelik verilir. veya kura yöntemi  de eşitliğin içindedir. Herkesin şansı eşit. Ama eşitliğe göre değilde hakçalığa göre dağıtım yapmak ve adilliği sağlamak istersek ömür boyu sigara, alkol içmiş birine mi yoksa doğuştan organı eksil olana mı vermeliyiz organı.Hangisi hak ediyor.Eğer eşitlik yada hakçalık değilde ihtiyacı gözetip adilliği bulmak istersekte kişinin o organa ne kadar ihtiyacı var.Örneğin yetmiş yaşındakinin mi yoksa iki yaşındaki bebeğin mi?.İki ay daha nakil olamazsa ölecek olan hastayı mı bir kaç sene daha dayanabilecek olan hastayı mı seçmeliyiz.


Süreçsel adalete gelecek olursak, burda önemli olan dağıtım kararı alınırken hangi adım ve işlemler kullanılıyor. Mesela nasıl tutukluyorsun, yada tutuklamaya nasıl karar verdin.Kişi şüpheli olabilir ama suçlu değil.Sorgulandığı süre boyunca kişiye kendisini ifade etme şansı verilmeli.Kişiye kendini ifade hakkı verilmesi çıkan kararı adil bulup bulmayacağını etkiler.Kişi suçlu olsa dahi süreçte kendisine adil davranılmadığını düşünür ve pişmanlık duyma ihtimali azalır.

Diğer bir adalet ilkesi etkileşim adaletidir.Yargılama sürecinde kişiler birbirine ne kadar saygı gösteriyor, nasıl davranıyor.Velayet davalarında bu önemli bir ilkedir.Çünkü çatışma-uzlaşma sürecinden ve davadan sonra devam eden ilişki söz konusudur.Burada öemli olan bir başka noktada kişi ister şüpheli ister suçlu olsun insani haklara sahip olduğudur.Haberlerde hep gördüğümüz; gazeteciler bir yandan, polis kötü davranıyor, başını tuttup arabaya koymak.. bunlar kişiyi damgalar.Suçlu cezasını çekip dışarı çıktığında damgalandığı için tekrar suç işleme olasılığı yüksektir.Yargılanan kişiler aynı zamanda toplumda bir gruba üyedir.Suçlanan kişiye kötü muamele mensubu olduğu grupta bir karşılık bulabilir.Yargılanan bazen kişi değil kimliklerdir.Grular kendilerinden birine kötü muamele görürse yargının adilliğine güveni sarsılır.



Son olarak onarıcı adalet ilkesinde, devlet olarak yada bireysel olarak geçmişte yapılan haksızlıkları telafi etme yoluna gitmesi.Örneğin tazminat davaları. Adalette sadece ödül ve ceza yoktur.Telafi edici süreçleri de içerir.Artık insanlar sadece boşanma davası açmıyor. Manevi tazminat davasıda açabilir. Yada başka bir örnek şuanda Amerikada siyahi afrikalılara bir çok ayrıcalık veriliyor.Burada tarihsel olarak telafi mekanizması devrede.

Sonuç olarak ahlak ve adalet anlayışı yasalarla örtüşmüyorsa yasalar meşruluğunu kaybetmeye başlar ve işlevsiz kalabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder