Disleksi bir hastalık değil, nörolojik bir bozukluktur. Bu bozukluk travma sonrasında, doğum öncesi sonrası yada sırasında olabileceği gibi, genetik bir sorundan da kaynaklanabilir. Bir öğrenme bozukluğu olan disleksi, fenomen denilen dil birimlerinin birbirine karıştırılmasıdır.Bu öğrenme bozukluğu ne kadar erken fark edilirse o kadar önlenmesi sağlanabilir.

Dil ve hafıza ile ilgili işlemler beynimizin sol lobunda gerçekleşir. Ve disleksi olan kişiler beyninin bu kısmını kullanmada güçlük çekerler. İlk olarak 1896 yılında W.Pringe Morgan disleksi ile ilgili bulguları "British Medical Journal" de yayınlamıştır. İlk önce bu patolojik bozukluğun görmeyle ilgili olduğu düşünülmüştür.

Sonraları disleksiyi açıklamakta bilişsel süreçlerin önemine dikkat çekilmiştir. Örneğin harf tanıma, heceleri birleştirme... vb eş zamanlı işlevlerdir. Harflerin bir hece veya kelimedeki sırasını fark etmek ardıl işlem gerektirir ve disleksi olan insanlar bu işlemlerde takılır.
Bilindiği üzere disleksinin en belirgin özelliği harflerin ve kelimelerin karıştırılmasıdır. Eğer Türkiye'de ne sıklıkla görünüyor diye bakacak olursak; %5-7 arasındadır.

Disleksi sahibi insanların düşük zeka seviyesine sahip olduğu görüşü yapılan araştırmalarla yanlışlanmıştır. Öğrenme güçlüğü olan bu insanlar normal yada üstün zekaya sahiptir. Hatta Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Walt Disney, Tom Cruise gibi ünlülerin disleksi hastası olduğu bilinmektedir. Ve normal insanlardan en az 2 kat daha fazla hayal gücüne sahiptirler.
Eğer hala sağ ve solunuzu ayırırken şaşırıyor, yüksek sesle okumakta zorlanıyor, telefonda birinden aldığınız notu diğer bir kişiye aktarırken zorlanıyor, kafanızdan hesap yapmakta zorlanıyorsanız yetişkin bir disleksi olabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder